annemin sex hayatına girişim 1
annemin sex hayatına girişim 1
öncelikle detaylı bir anlatım olacak, uzun uzun okumaktan hoşlanmayanlara tavsiye etmem.
karımla şarkılar söyleyerek bodrum’a annemin yazlığına gidiyorduk, eşimi önce milas’a teyzesinin yanına bırakacak, sonra annemin yanına gidecektim. 2 senedir anneciğimi görmüyordum. tatili 2 gün öne çekerek anneme hoş bir sürpriz yapacaktım. eşimse teyzesiyle hasret giderdikten 3-4 gün sonra bize katılacaktı. karımı teyzesine bıraktıktan sonr a annemin gümbet’teki evine doğru yol aldım. eve vardığımda saat henüz 6’ya gelmişti, bahçenin kapısı açıktı. evin kapısına vardığımda telefon ettim fakat telefonu kapalıydı ben de merak ve endişe içerisinde zili çalmaya niyetlenmiştim ki evin kapısının hafifçe aralık kalmış şekilde açık olduğunu fark ettim. anneme bir şey olduğunu düşündüm ve korkmaya başladım. kapının arkasına önüne baktım, bir zorlama filan olmamıştı ama yine de evin içinde korkuyla adımlarımı atıyordum, yatak odasının kapısı da yarı açıktı ve geceden bolca içilmiş sigara ve alkol kokusu kendisini hissettirmeye başladı. içeriden hafif horlama sesleri geliyordu ve birden fazla ağızdan çıkıyordu bu sesler. odanın girişinde, bir şarap şişesinin dibinde kadın ve erkek iç çamaşırları vardı. endişe ve korkularım sona ermemiş, sadece yön değiştirmişti.
“ne oluyor lan dedim kendi kendime, o kötü şeyler kafamda canlanmış ve içim ezilmiş, üzülmüştüm. babam ben 4 yaşındayken 1991’de ölmüş, annem o zamandan beri hiçbir erkekle evlenmemiş hatta bir ilişkisi de olmamıştı ya da abimle biz öyle biliyorduk. sahi babamın yıllardan beri istanbul’daki işlerini yürüten, kredi kartı borçlarını ödemek ve ayda bir konuşmaktan başka anneme dair biz ne biliyorduk? 45 yaşında, sarışın, beyaz tenli, orta boylu ve balık etli bir kadındı annem ve evet annem yaşına göre fıstık gibi bir kadındı. mini etek, daracık şortlar, göğüslerini büsbütün ortaya çıkaran straplez abiyeler giyerdi. makyajsız sokağa bile çıkmazdı. anneme bir kadın olarak, oğul değil bir erkek gözüyle bakınca bunları nihayet fark edebilmiştim. ama ben hep inanmıştım ki benim annem bir melekti, kutsaldı. olmazdı, olamazdı be! “
kapıdan içeri girmek ile girmemek arasında kaldığım saniyeler süren o anlarda böylesi düşünceler geçiyordu kafamdan adeta ışık hızıyla. insan çok korkar ve donup kalır ama hareket de etmesi gerekir ya, bir yerini yavaşça kımıldatırken o korku büyüdükçe büyür, kalbi yerinden çıkacak gibi olur ya…işte öyle anlardı. ve başımı kapıdan içeri uzattım.
çırılçıplak iki adam, ortalarında bir kadın, adamlardan sağda yatan yani benden yana tarafta bulunan 60’lı yaşlarda, diğer yandaki erkek en fazla 19-20, yaşlı olan esmer, kolları adaleli ve vücudu kıllı, iri. diğeriyse biraz daha uzun gibi diğerinden, beyaz tenli, zayıf ve hiç kıl görünmüyor vücudunda. kadın aynı annem ama yüzü seçilmiyor, bir iki adım daha atıyorum görmek için ve kimse uyanmasın, heyecandan ölmeyeyim diye inanılmaz yavaş hareket ediyorum. önce sarı saçları görünüyor, sonra yüzünün tamamı. annem, o kadın annem, yeliz. donup kalıyorum. yanılmak ister gibi, kabusmuş gibi yüzüne daha dikkatle bakıyorum. bir türlü o yüz değişmiyor. annem arkasını dönmüş yaşlı olana, yaşlı olanın inmiş olmasına rağmen kıllı ve koskoca siki annemin götünün dibinde. genç olanınsa bacağı annemin bacağının arasında, annemin iri memeleri çırılçıplak şekilde çocuğun ince dudaklarına bakıyor. annemin dudakları yarı aralık, yüzünde sanki geceden kalma yorgunluk var.
kafamı çevirdiğimde anlıyorum ki hayatımın en kötü günü bitmemiş olmalı, yanındaki yaşlı adam ünal, yani bana yıllar önce babamın en iyi arkadaş olarak tanıştırılan ve bodrum’da yıllardan beri lüks sayılacak bir cafe işleten adam. annemin diğer yanındaki de garsonluk yapan ünal’ın yeğeninden başkası değil. ben bazen annemle bazen kızarkadaşlarımla hep o cafeye giderdim, hiç hesap ödetmezdi ünal amca bana. annem ünal’a hep abi der, ünal amca’nın karısına rastlayınca hep oturur konuşurduk. bu yeğen de masaya servis yapanlardan biriydi o zamanlar.
daha fazla dayanamayıp odadan çıkıyorum, evi terk etmeye ve annemi hayatımdan çıkarmaya karar veriyorum. sonra tam çıkacakken salona girip biraz içki içeyim diyorum. ilk yudum ve ikinci yudumda içeriden bir bıçak alıp hepsini öldürmek geçiyor içimden. bir bardak viskiyi içince hemen çarpıyor, galiba kafamdaki duvarlar yıkılıyor ve şortumu ve bütün kıyafetlerimi çıkarıyorum. çırılçıplağım, sikim yanıyor adeta. aletimi sıvazlıyorum, bir bardak viski daha. yataktaki üçüyle de sevişmek istiyorum. sikimin başını okşarken annemin çıplak vücudu aklımda, beyaz örtünün üzerinde sere serpe uzanan memeleri ahhh o iri memeler….o genç çocuğun tadına vardığı amcığına girmek, annemin olmak, anneme sahip olmak o güzel bacakları günlerce öpmek istiyorum….
yatakodasına gidiyor; odanın ter, döl, seks, sigara ve alkol dolu kokusunu bir daha çekiyorum içime. ve tam karşılarına dikiliyorum, çırılçıplağım. sikimi sıvazlıyorum, uyanırlarsa uyansınlar. annemin memelerini yalayıp sıkmak istiyorum ama oraya ulaşmam zor, harika götüne yavaşça elimi atıyorum. yuvarlak götünü yavaş yavaş okşuyorum, öyle sızmış ki farkında değil hiçbir şeyin. bir elim sikimde diğeri annemin götünde ve ben ünal’ın tam karşısındayım. annemin götü öyle yumuşak ki, karımınkinden çok daha iyi ve dolgun. yok böyle kadın, ahhh anneciğim… sonunda elimi çekip, ünal’ın üzerine fışkırtmamak için halıya boşalıyorum.
giyinip şimdilik evden çıkıyorum ama azgınlığım ve arzularım sönümlenmek yerine daha da kabarıyor. üçüyle de sevişmek istiyorum.
p.s. çok yüksek like alırsa devamı olacak